abanoz,ağaçkakan,ağaçkakan mutfak,ağaç,ağaç ürünü,ağaç ürünleri,amerikan kapı,ankastre mutfak,sistemleri,aspirator,banyo,banyo dolabı,banyo dolapları,basamak,batarya,bebek odası,bebek odaları,beşevler,bursa mutfak,büro mobilyaları,camlı kapı,çekmece,çelik kapı,çizim,çocuk odası,davlumbaz,dekorasyon,dekorasyon uygulamaları,dolap,duşakabin,duşkabin,eskitme,estetik,evye,filamingo,fırın,gardrop,genç odaları,genç odası,gümüş martı,hazır mutfak,imalat,inşaat,ispinoz,izmir yolu,kapak,kapı kolu,kapı,kaplama,kitaplık,kızıl gerdan,komidin,konsol,kulp,lake,lambiri,laminat,parke,levha,masa,masif,mdf,mebran,menteşe,merdiven,mutfak,ocak,ofis,otel,otel odası,panel,parke,plazma tv,plazma,portmanto,pvc pencere,pvc,ray dolap,raylı dolap,sablaj,salon takımı,sandalye,sarı asma,sehpa,serçe,sunta,tasarım,teşhir,turaç,veranda,vestiyer,vitray,yatak odası,yemek,yonga,yüklük,zebrana,zeytin
|
|
|
|
|
|
» AĞAÇKAKAN |
|
|
|
|
|
|
|
|
Ağaçkakan bildik kuşlardan değil. Sıradışı özellikleri olan bir kuş o. Yuvasını, gagasıyla vurarak oluşturduğu
ağaç kovuklarına yapar. Yuva şöyle yapılır: İlk olarak, özellikle de çam ağacının gövdesinin merkezine doğru,
8-10 cm. çapında bir delik açar. Ağaçkakan daha sonra yönünü değiştirerek, oyuğu aşağı doğru derinleşecek biçimde
genişletir. Oyuğu iyice derinleştirdiğinden emin olduktan sonra deliğin alt ucunu genişletir ve yumurtalarını bırakacağı
yuvasını hazır hale getirir. Bu arada ağacın dibine bir çukur açmayı da unutmaz. Bu çukur zamanla çam ağacından sızan
yapışkan sıvıyla dolar ve ağaçkakanı avlamak isteyen yılanlara tuzak olur.
Ağaçkakan, ağaç kabuklarını soyarak, kabuk altında bulunan ve ağaç gövdesinde beslenen böceklerle karnını doyurur. Bu soyma
işini de yine kuvvetli gagasını kullanarak yapar; vura vura ağacın kabuğunu koparır. Bir başka ağaçkakan türü de meşe palamudunu
çok sever. Kışın da palamut yiyebilmek için, yazları ağaç kütüğüne gagasıyla açtığı delikleri depo olarak kullanır. Bu deliklere
palamutları depolar. Bu depolardan binlerce yaparak, açtığı her deliğe bir meşe palamudu yerleştirir.
Bu anlatılanların nesi ilginç, nesi, sıradışı diyebilirsiniz. Ama şöyle düşünün: Başınızı en az 30 kere, sert bir zemine
vurduğunuzda ne olur? Doktorlar, böyle bir durumda insanın beyin sarsıntısı ya da beyin kanaması geçirebileceğini söylüyorlar.
İnsanda, kafatasına sert bir cisimle vurulması ya da başın sert bir yüzeye çarpılması beyin sarsıntısına yol açabilir. Bu durumda,
insanın başında şiddetli bir ağrı olur, yanı sıra baş dönmesi, mide bulantısı, bellek kaybı gibi durumlar da söz konusu. Hele
çarpma sırasında alınan darbeler, ağaçkakanın kafasını vurduğu gibi şiddetliyse, insan beyin kanaması bile geçirebilir.
|
|
Oysa ağaçkakanın kafasıyla yaptığı sert vuruşlar olmazsa olmaz bir parçası. Bir ağaçkakan türü olan büyük noktalı ağaçkakan,
oldukça sert bir ağacı 2-3 saniyede, 20-30 gaga darbesiyle oyar. Küçük ağaçkakandaysa 30-60 gaga darbesini bulur. Yeşil ağaçkakan
ağaçları oyarken, gagasıyla saatte yüz kilometreden daha büyük bir hızla çalışır. Yeşil ağaçkakanın gaga darbelerinin bu hızını,
çitanın olağüstü koşuş hızına benzetebiliriz. Çita da saatte 112 km. hızla koşar ve onun bu hızına erişen başka memeli yoktur.
Böylesi hızlı gaga darbeleri atan ağaçkakan, ne beyin sarsıntısı geçirir ne de beyin kanaması. Çünkü ağaçkakanın kafatasının,
darbe şiddetini azaltan koruyucu özellikleri vardır. Gagasında ve çene ekleminde birtakım özel kaslar sayesinde, ağaca yaptığı
o şiddetli vuruşların şiddetini hafifletebiliyor.
Ağaçkakanın gagası, kafatasından süngerimsi bir maddeyle ayrılır. Oysa diğer bazı kuşlarda, kafatası kemiklerinin hepsi birbirine
yapışıktır. Gaganın hareketi de çenenin hareketi ile olur. Ağaçkakanın gaga ve kafatası arasındaki süngerimsi yapı sayesinde,
o hızlı gaga darbelerinin neden olacağı şok etkisi azaltılır. Süngerimsi madde, her vuruşta oluşan şok etkisini azaltıp bir
sonraki şoku karşılayacak duruma gelir.
Ağaçkakanların, ağaç gövdelerinden gaga darbeleriyle çıkardıkları trampet sesi ormanlarda yankılanırken, bizler bu sesin ne için ve
nasıl çıkarıldığğını artık biliyoruz.
Ağaçkakanlarağaçları oyarken, ağacın yaşlı olmasına özellikle önem verirler. Çünkü yaşlı ağaçların kabuğu, tıpkı yaşlıların derisine
benzer. Yumuşamış ve gevşemiştir. Böyle ağaçları gaga darbeleriyle oymak ta daha kolay olur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|